-
1 ara
1. subst Abstand m; Zwischenraum m; Pause f; fig Kluft f; (menschliche) Beziehungen f/pl; Zwischen-, Inter-;ara hattı Demarkationslinie f;ara kapı Durchgang m;ara kararı JUR Zwischenentscheid m;ara mal Zwischenprodukt n;ara renk Nuance f; Schattierung f;ara seçim POL Nachwahl f;ara vermek Arbeit (zeitweilig) unterbrechen (-e A), eine (kleine) Pause machen;arada bir zuweilen, hin und wieder;arada kalmak das Nachsehen haben, leer ausgehen; in eine Affäre verwickelt sein;arada kaynamak unbeachtet bleiben; sich in der Menge verlieren;iki arada bir derede (kalmak) zwischen allen Stühlen (stehen); im Ungewissen (sein);ara(da) sıra(da) von Zeit zu Zeit;aradan üç yıl geçti es sind drei Jahre her;aradan çıkarmak hinter sich bringen;aradan çıkmak sich zurückziehen; erledigt werden;-i aralarına almak aufnehmen (in ihre Gruppe);-in aralarına karışmak geraten zwischen (A); sich gesellen zu;kendi aralarında sie unter sich;-in aralarını açmak ( oder bozmak) (sie miteinander) entzweien;-in aralarını bulmak v/t versöhnen;aramız (ara nız, araları) unsere (eure, ihre) Beziehungen;aramız açık (oder bozuk) unser Verhältnis ist kühl;aramız açıldı die Entfernung zwischen uns ist größer geworden; fig wir haben uns überworfen;aramız düzeldi wir haben uns versöhnt;-le arası hoş olmamak auf dem Kriegsfuß stehen mit;A ile B’nin arasını açmak einen Keil zwischen A und B schieben;A ile B’nin arasını bulmak zwischen A und B vermitteln;-i araya koymak jemanden zum Vermittler machen; jemanden als Werkzeug benutzenmasayla dolabın arasında zwischen dem Tisch und dem Schrank (stehen usw);masayla dolabın arasından zwischen dem Tisch und dem Schrank hervor/hindurch (kommen usw);aranızda doktor var mı? ist unter Ihnen ein Arzt?;iş arasında während der Arbeit
См. также в других словарях:
Ottoman persecution of Alevis — Part of a series on Shi ah Islam and Twelvers Alevism Beliefs … Wikipedia
yer vermek — 1) önemli saymak, saygı göstermek Etrafını zehirleye zehirleye yaşadıktan sonra hâlâ insanlar ona kendi aralarında bir yer veriyorlardı. M. Yesari 2) bir olaya yol açmak, imkân tanımak 3) önemli bir görev vermek 4) kendi yerini bir başkasına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatışkı — is., fel. Yasaların veya önermelerin kendi aralarında çelişikliği, antinomi … Çağatay Osmanlı Sözlük
geğrek — is., ği, anat. Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri Kendi aralarında, bir hiç yüzünden, kıkır da kıkır gülerler. Gülmekten de geğrekleri ağrır. S. Birsel Birleşik Sözler geğrek batması … Çağatay Osmanlı Sözlük
grup mobilya — is. Benzer yapı ve görünüşteki elemanların kendi aralarında üst üste veya yan yana konulmasıyla elde edilen bir sistem mobilya … Çağatay Osmanlı Sözlük
koşma — is. 1) Koşmak işi 2) den. Bir halatı, ağacı pekiştirmek için yanına konulan halat veya ağaç 3) ed. Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk parçasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki parçaların dördüncü dizeleri birbiriyle,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mevsimsiz — sf. Zamanı iyi seçilmemiş, uygun zamanı gelmeden olan veya yapılan Bunlar kendi aralarında mevsimsiz bir mevki paylaşması kavgasına girmiş görünüyorlardı. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler mevsimli mevsimsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
orantı — is. 1) Bir şeyi oluşturan parçaların kendi aralarında ve parçalarla bütün arasında bulunan uygunluk, oran, tenasüp 2) mat. Birincinin ikinciye oranı, üçüncünün dördüncüye oranına eşit olan dört terim arasındaki bağıntı, orta Birleşik Sözler doğru … Çağatay Osmanlı Sözlük
özel dil — is. Aynı meslekten olanların veya aynı iş alanında çalışanların kendi aralarında konuştukları dil Balıkçı dili. Kalaycı dili … Çağatay Osmanlı Sözlük
parola — is., İt. parola 1) Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz Bir asker uzaktan, görünmeyen bir yerden parola soruyordu. M. Ş. Esendal 2) mec. Varılmak istenen amacı özetleyen söz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ukala dümbeleği — is. Aklı ermediği hâlde her konuda fikir yürüten, bilir bilmez her şeye karışan kimse, zevzek İyi halt etmişsin, dedim. Senin ne üstüne vazife a ukala dümbeleği, onların kendi aralarında temizlenecek hesapları varmış. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük